Bütün yıl boyunca taze sebze ve meyvelerin bulunması, bölgelerin farklı coğrafi koşullarının getirdiği ürün çeşitliliği, bunların tek başına ya da başka ürünlerle birlikte uyumlu bir biçimde kullanılması Azerbaycan mutfağının zenginliğini yaratmıştır. Sadece ürün zenginliği değil, aynı zamanda çok değişik pişirme teknikleri ile bakır kazanlar, siniler, çömçeler (kepçe) gibi kullanılan mutfak gereçlerinin çeşitliliği de Azerbaycan mutfağını benzersiz kılan unsurlardandır.

Azerbaycan mutfak kültürü deyince komşu ve kardeş halkların mutfağının etkisinden de söz etmeden olmaz. Geçmişi yüzyıllara dayanan İpek Yolu üzerindeki ticaret sayesinde Azerbaycan’a komşu olan Kafkas boyları, Türkiye, İran, Arap, Çin ve Hint mutfak kültürleri etkileşim içerisinde harmanlanarak, çok boyutlu ve zengin bir mutfak kültürünün doğmasına vesile olmuştur. Bugün Azerbaycan mutfağına mahsus dolma çeşitleri, pilavlar, haş, bozbaş, çığırtma, çorba vb. yemeklere yukarıda andığımız halkların mutfağında da rastlamak mümkün.

Azerbaycan mutfağında otuzdan fazla dolma ve sarma, elliden fazla da pilav çeşidinin olduğu biliniyor. Azerbaycan yemeklerinin olmazsa olmaz eşlikçisi ise birbirinden lezzetli ve ferahlatıcı şerbetlerdir. Gandab, kayısı, safran, iskanjabi, gül ve nar, khoshab, nane, reyhan, sumak ve daha onlarcasını sayabileceğimiz zenginlikteki şerbetler, eşlik ettiği yemeğin nefasetini arttırır.

Kebaplarının lezzeti ve çeşitliliği ile ünlü geleneksel Azerbaycan mutfağında koyun eti bolca kullanılmaktadır. Bununla beraber dana eti ile kanatlı hayvanların etleriyle av kuşlarından yapılan yemekler de oldukça çeşitlidir. Hem etin hem de balığın kullanıldığı az sayıdaki mutfaklardan biri olan Azerbaycan mutfağı bu zenginliğini Hazar Denizi’ne borçlu. Hazar Denizi’nin bereketli sularında bulunan morina gibi lezzetli balık türleri ve havyar da bu bölgenin mutfağında sıklıkla kullanılıyor.

Azerbaycan mutfağında lüle kebabı, tike kebabı, haşıl, umaç, hengel, düşbere, erişte gibi hamur ve et yemekleri öne çıksa da bu mutfağın en önemli öğelerinden biri de taze olarak doğranmadan tüketilen yeşilliklerdir. Kahvaltı dahil olmak üzere tüm öğünlerde bolca tüketilen kişniş, tere, reyhan gibi yeşillikler, sofraların süsü, lezzeti aynı zamanda da şifasıdır.